“Anlamıyorlar, nazlanıyorum sanıyorlar. Oysa hiçbir şey istemiyor içim.” Oğuz Atay
Languishing, iyi olma haliyle depresyon arasında ortada bulunan bir duygu durumudur. Hayata karşı isteksizlik, motivasyon kaybı, durgunluk ve boşlukta hissetme halidir. ‘’İyilik halinin yokluğu’’ diye de adlandırılabilir. Sıklıkla tükenmişlik sendromu ve depresyonla karıştırılabilir ancak ne tükenmişlik halindeki enerjisizlik ne de depresyondaki umutsuzluk hissi yoktur. Bu yüzden psikolojik bir rahatsızlığın belirtileri görülmez ama tam bir ruhsal sağlıklılık hali de yoktur. Aynı zamanda Languishing bireylerin yaşama karşı hissettikleri olumlu tutumların eksikliği, potansiyellerini ortaya koyamamaları, ilham verici kaynakların ya da amaçların eksik olması olarak da açıklanıyor.
Languishing’in belirtileri nelerdir?
- Hayata karşı genel isteksizlik.
- Yapılması gereken sorumlulukları sürekli ertelemek
- Eskiden keyif alınan aktivitelerden eskisi kadar keyif almamak
- Konsantrasyon bozukluğu
- Amaçsızlık
Peki bu terim bizim hayatımıza ne zaman ve nasıl girdi? Aslında temeli oldukça eskiye dayanan Languishing’i pandemiyle birlikte çok daha fazla duymaya başladık. Ama neden? Çünkü pandemi bizlerin en kök hipotalamus komutlarını yani “savaş-kaç” tetikleyicilerini aktive etti. Bunlar o kadar yoğundu ki bu komutlara göre kendimizi korumak, korkmak, savaşmak ya da karşı karşıya olduğumuz durumlarla baş etme yöntemleri geliştirmek gibi sonuçlar veriyordu. 2021 itibariyle ‘’savaş-kaç’’ tepkisine gerek kalmadı, pandemi bitti güçlü tetiklenmeler bitti. İşte bu hayatımızda ve beynimizde büyük bir boşluk yarattı. Uzun yıllardır spor yaparken sakatlanıp birden sporu bırakmak zorunda kalmak gibi. Beyinlerimiz o kadar uzun zaman bu güçlü tetikleyicilerle aktiveydi ki artık onlara gerek kalmadığında yerine yeni güçte bir şey koyabilmek pek mümkün olmadı. Languishingte hissedilen amaçsızlık, neşe ve istek kaybı gibi belirtilerin sebeplerinden biri de işte bu oldu.
Bu durumla başa çıkabilmek için ne/neler yapabiliriz? Ünlü Psikolog ve yazar Adam Grant ,The New York Times’da ‘’languishing’’le başa çıkmak için ‘’akış’’ içinde olmamız gerektiğinden, bölünmemiş zamanlar yaratmamız ve küçük hedefler oluşturmamız gerektiğinden bahsetmektedir. Akış; zaman, mekan ve benlik duygunuzun eriyip gittiği, anlamlı bir zorlukta veya anlık bir bağda, tarifi güç olan bir kendini verme halidir. Yani bir nevi an’ da kalmaktır. Bölünmemiş zamanlar yaratabilmek, rahatsız edilmeyeceğiniz, belli sınırları olan, odaklanmanızı olumsuz etkileyecek tüm uyarıcılardan arınılmış alanlar oluşturabilmektir. Peki başka? Tüm iyileşme süreçlerinde yer aldığı gibi languishingle baş etmede de kaliteli uyku, egzersizler, fiziksel iyi oluş, sağlıklı beslenme, günlük tutmak ve sosyal ilişkileri kuvvetlendirmek önemli stratejilerdendir.
Hazırlayan: Psikolojik Danışman Elif Naz Erdoğan
KAYNAKÇA
- Aksuna, Ö. (2022) Özgür Aksuna: Languishing, Yılın Yeni Sendromu. Erişim Tarihi: 16.01.2023, https://www.magdergi.com/yazarlar/ozgur-aksuna-languishing-yilin-yeni-sendromu/
- Grant, A. (2021) There’s a Name for the Blah You’re Feeling: It’s Called Languishing. The New York Times.
- Sayar, K. (2021) Hissettiğin Huzursuzluğun Bir Adı Var: Tatsızlık (Languishing). Erişim tarihi: 16.01.2023, https://kemalsayar.com/haftanin-yazisi/hissettigin-huzursuzlugun-bir-adi-var-tatsizlik-languishing
- Yergök, B. (2023) Languishing: Tatsızlık Hissi. Erişim Tarihi: 16.01.2023, https://www.milliyet.com.tr/pembenar/betul-yergok/languishing-tatsizlik-hissi-6886776