İşinizin çok stresli olduğunu düşünüyor, enerjinizin bittiğinizi hissediyorsanız; insanlara karşı tahammülünüz azalıyor, çevrenize karşı duyarsızlaşıyorsanız; yaptığınız işte verim alamadığınızı düşünüyor, kendinizi yetersiz görüyorsanız tükenmişlik sendromu yaşıyor olabilirsiniz.
Tükenmişlik kişinin yetersizlik duygusuna teslim olma halidir. Kişinin iş yerinde yaşanan stresle baş etme becerilerinin azalması ve buna bağlı olarak yapılan işe olan bağlılığın sorgulanması ile başlar. Bu durum kişinin kendisini başarısız hissetmesine yol açar. Ancak bilinmelidir ki, tükenmişliğe doğru sürüklenen kişilerin mesleklerine karşı yüksek beklentileri ve idealleri oldukları bir gerçektir. Yani tükenmişlik, kendilerini işe adamış, motivasyonu yüksek kişilerin, işlerine olan heveslerini kaybetmeleri ile başlayan bir süreçtir.
Tükenmişliği daha iyi anlamak için stres ile olan ilişkisini anlamak gerekir. Her stresli durum tükenmişlikle sonuçlanmaz. Hayatın her alanında olduğu gibi iş – yaşamında da stres yaşamak kaçınılmazdır. Stres, değişen dış çevreye karşı insanların yaşam bütünlüğünü korumayı sağlayan doğal bir tepkidir. Stres hem olumlu hem olumsuz etkilerle sonuçlanabilir fakat tükenmişliğin olumlu sonuçlar doğurması beklenemez.
Tükenmişliği etkileyen faktörlere baktığımızda birçok etkenle karşılaşırız. Yapılan araştırmalar incelendiğinde, kişinin tükenmişlik yaşama riskinin; bir işi mükemmel yapmaya çalışmasından, duygularını bastırmasından, yoğun taleplere “hayır” diyebilme probleminden, fazla sorumlu hissetmesinden, tatil yapma güçlüğünden, toplumsal endişe düzeyinden, güven azlığından, problemler hakkında konuşmama isteğinden kaynaklandığı görülmektedir.
Tükenmişliğin sonuçları ise hem kişisel hem de örgütsel anlamda kırmızı alarm niteliğindedir. Tükenmişlik yaşayan çalışanlarda duygusal tükenme baş gösterir, kişi enerjisinin azalmasıyla kendine ve çevresine karşı artık yararlı olmayacağını düşünür. Bunun sonucunda da yavaş yavaş kendini izole etmeye başlar ve hem kendi duygularına hem çevresindeki kişilerin duygularına karşı ilgisiz, soğuk, katı bir tutuma bürünür. Derin bir umutsuzlukla kendini sorgulamaya, yeteneklerini hor görmeye başlar ve başarısızlık hissi ile boğuşur. Bu durum kişinin hem ruhsal sağlığını hem de fiziksel sağlığını etkiler ve akabinde iş yerinde verimin azalmasına sebep olur, diğer çalışanların da durumdan etkilenme olasılığı artar.
Tehlike Sinyalleri Çalıyor, Ne Yapılabilir?
- Kendinizi Tanıyın: Birinci adım kendinizi tanımaktan geçiyor; sizi neler zorlar, neler motive eder, neler bir işi zevkle yapmanızı sağlar, neler depresif hissetmenize yol açar?
Tüm bunları fark edin ve gerekirse durumu, ortamı tekrar yapılandırın. - ‘’Hayır’’ Diyebilin: Sizi zorlayan şeylere ‘’hayır’’ diyebilmek, sizi tükenmeden koruyan en önemli faktörlerden, bunun farkında olun ve gerektiğinde sınırlarınızı çizin.
- Mükemmel Olmaya Çalışmayın: Hata yapmanın bir hak olduğunu bilin ve bu hakkınızı gözetin. Kendinizi yargılamaktan vazgeçin.
- Planlı Olun: Yapabileceklerinizin farkında olarak kendinize uygun bir plan hazırlayın. Bu sayede işlerin daha rayında gideceğini göreceksiniz.
- Günde 7-8 Saat Uyumaya Çalışın: Uyku hem fiziksel hem zihinsel performansınız açısından size güç verir. Uykunun iyileştirici yanını görmezden gelmeyin.
- Molalar Verin: Kısa molalar zihninizi boşaltıp yenilenmenizi sağlayacaktır, hatırlayın.
- Spor- Meditasyon Yapın: Stres ve kaygıyla baş etmede etkili yöntemlerden birinin spor yapmak olduğu bilinmektedir, kendinize önem verin ve iyi oluşunuz için bu alanlara yönelin.
- Tatile Çıkın: Stres yaşamanıza sebep olan ortamdan uzaklaşıp kendinize zaman ayırdığınızda yenilendiğinizi hissedeceksiniz. Döndüğünüzde ise olaylara daha objektif yaklaşabileceksiniz, rahatlamak için kendinize izin verin.
- Psikolojik Destek Alın: Tüm bunlara rağmen baş etmek zorlayıcı oluyorsa psikolojik sağlamlığınız için destek alın.
Begüm Toprak
Uzm. Psikolojik Danışman& Psikolog