Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB); özellikle çocuklarda odaklanmakta güçlük, aşırı hareketlilik/dürtüselliğe neden olan nöropsikiyatrik bir bozukluktur. Bu yazımızda, DEHB’nin nedenlerini, belirtilerini, tedavi edici ve koruyucu yöntemleri ele alacağız.
DEHB’in nedeni tam olarak bilinememektedir. Olası nedenleri arasında yapısal ve çevresel faktörlerin olacağı düşünülmektedir. Yapısal farklılıkları ortaya koyan araştırmalarda, DEHB’i bulunan kişilerin ortak bazı noktaları keşfedilmiştir. Bunlar; beyinde bir tür kimyasal olan dopamin seviyesinin düşük olması ve sosyal muhakemeyi kontrol etmeyi sağlayan beynin ilgili bölümünün diğer alanlara göre daha zayıf çalışmasıdır. Yine bir başka araştırmaya göre, beyindeki yapısal farklılıklardan biri olarak DEHB’i bulunan kişilerin beyninde daha az gri madde hacmi tespit edilmiştir. Bu gri madde kişinin konuşma, oto kontrol, karar verme ve kas kontrolü fonksiyonlarında etkindir. DEHB’nin hiperaktivite alt tipinin erkeklerde kızlara oranla daha fazla görüldüğü tespit edilmiştir. Fakat kızlarda ise dikkat eksikliğinin erkeklere kıyasla daha fazla görüldüğü yapılan araştırmalar tarafından bulunmuştur. Değişim ve farklılıklara sebep olan kalıtsal, çevresel faktörlere yönelik gözlem – tahminler bulunur; kesin veriler bulunmamaktadır.
DEHB’nin hiperaktivitenin belirtilerinde bazı dürtüsel davranışlar dikkat çeker. Bu davranışlar sırasını bekleyememe, aşırı hareketlilik, riskli davranışlar sergileme, sandalyede oturamama gibi davranışlardır. Dikkat eksikliği belirtilerin de ise verilen görevleri tamamlamada zorluk, dinlemede zorluk, çoğu kez, doğrudan kendisine doğru konuşulurken dinlemiyor gibi görünmek (dikkatini dağıtacak açık bir dış uyaran olmasa bile aklı başka yerde olabilir), sürekli zihinsel çaba gerektiren işlerden kaçınma, (okulda verilen ödevler vb.), okul araç gereçlerini kaybetme, dış uyaranlara karşı dikkatinin kolay dağılması gibi davranışlar gözlemlenmektedir. DEHB belirtileri, görev ve sorumluluk alanlarında gözlemler ile incelenir. Farklı bir noktası ise bilgisayar, televizyon ve kişinin sevdiği bir şeye ilgilenirken gözlemlenmemesi dikkat çekicidir.
Genellikle okullarda, dikkat eksikliği belirtileri gösteren kız çocuklarının içe dönük davranışları bulunabilir. Bu durumda kız çocuklarının yardım ihtiyaçlarının öğretmenleri tarafından fark edilmesi zordur. Bu duruma karşın dışa dönük hiperaktivite belirtileri gösteren erkek çocuklarında daha anlaşılırdır. Kız çocukları sessiz, uyumlu, sorun çıkarmayan bir karaktere sahip olarak yorumlanabilmektedirler. DEHB’de erken tanı kız çocukları için de önem taşımaktadır. Ailelerin ve öğretmenlerin işbirliği içinde olmaları ve gerekli desteği almak için adımlar atmaları gerekmektedir.
Yetişkinlik ve DEHB
Erken dönemde DEHB tanısı alan çocuklar, herhangi bir tedavi almadıkları zaman daha sonraki dönemlerde birtakım olumsuzluklar yaşayabilir. Çocuklukta tedavi edilmeyen DEHB tanısı olan bireylerde, madde kullanımı ihtimali ve antisosyal davranışlar sergileme eğilimi daha yüksektir. Kız çocukları yetişkin olduklarında, erkeklere kıyasla daha fazla problemler ile karşılaşır. Örneğin; majör depresyon, kaygı bozuklukları, yeme bozuklukları, iş hayatında düşüş, uyku bozuklukları, ilişkilerde yaşanan problemlerdir. Aynı zamanda kız çocuklarındaki DEHB tanısı, zihinsel çaba gerektiren işlerden kaçınma davranışına yol açabilmektedir. Örneğin; rapor hazırlamak, form doldurmak, uzun yazıları gözden geçirmek gibi görevlerde zorluklara sebep olur. DEHB’si olan kadınlar dışlanma ve reddedilmeye maruz kalabilirler, bununla birlikte arkadaşlık kurma/sürdürmede zorluk çekebilirler. Hiperaktif/Dürtüsellik alt tanısına sahip kız çocukları, ileride fazla meraklı veya saldırgan kadın davranışlarıyla damgalanabilirler. Yetişkinlikte bu problemlerle; kendilerinden şüphelenme, bir şeyleri yanlış yaptığını düşünme ve yabancılaşma gibi durumlarla karşılaşırlar.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaşam boyu süren bir rahatsızlıktır. Erken tanısı bireylerde büyük önem taşımaktadır. DEHB’nin tedavisinde çok yönlü müdahale programları önem taşımaktadır. İlaç tedavisinin yanı sıra psikoterapiyle yaşantısal zorlukların üstesinden gelmek için hem çocuklar hem aileler desteklenmelidir. EMDR, oyun terapisi, bilişsel davranışçı terapi gibi yaklaşımlarla bütüncül bir tedavi planı oluşturmalıdır. DEHB nedeniyle oluşan olumsuz yaşam deneyimlerinin (dışlanma, aile içi şiddet, zorbalık) etkilerini iyileştirebilen ve çocuğun güçlü yönlerini ve kaynaklarını keşfetmesine yardımcı olan EMDR yaklaşımı ile hızlı ve etkili değişimler gözlemlenmektedir.
Son olarak, dürtü kontrolü, dikkat ve odaklanma gibi bilişsel işlevlerin gelişim süreçlerini sizlerle paylaşarak dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun oluşumuna sebep olabilecek çevresel sebeplerini sizlerle paylaşmak ve koruyucu ruh sağlığının önemini de vurgulamak isteriz. Çocuklarda, dürtü kontrolünün gelişimi (özellikle hazzı erteleme becerisi) 3 yaşlarında hızlanmaya başlamaktadır. Özellikle bu beceri, sosyalleşme ile birlikte eş zamanlı gelişir. Aynı zamanda tüm diğer beceriler gibi gelişmek için çevresel koşulların uygunluğuna ihtiyaç duyar. Bu nedenle okul ve aile yaşantısında yaşa uygun sınırlar koymak, çocukların istekleri için bekleyebilmesi için fırsatlar yaratmak bu becerinin gelişimini desteklemektedir.
Çok hızlı ve dikkat çekici içeriklerle uzun süreler ekrana maruz kalmak bu becerinin gelişmesini zorlaştırır. Bu süreçte dürtüleri ertelemek aynı zamanda duygu düzenleme becerilerinin gelişimi ile eş zamanlı desteklenmelidir. İsteğe hemen ulaşamamanın verdiği hayal kırıklığı, üzüntü, öfke gibi duygular stres yaratır. Bedendeki bu stresin aşırı hareketliliğe sebep olma ihtimali vardır. Bunun yanı sıra travmatik deneyimlerin duygu düzenleme, dürtü kontrol gibi becerilerin gelişimini zorlaştırdığı bilinmektedir. Travmaya bağlı gelişimsel gerilemelerin EMDR terapisi gibi travma odaklı (doğum travması, medikal travma, kaza, kayıp, afet) çalışan terapi yaklaşımından faydalanılabilir.