Depresyon Tedavisi
‘İçim sıkılıyor, başımda kara bulutlar dolaşıyor… Hiç enerjim yok, kendimi hiç iyi hissetmiyorum… Kimseleri görmek, kimselerle konuşmak istemiyorum… Keşke hiç yataktan çıkmasam bütün gün uyusam… Neden bilmiyorum, ağlamak istiyorum… Sanki hayatım bir karabasan ve ben bir daha asla onun içinden çıkamayacağım.. Depresyondayım!’ Mutlaka hepimiz buna benzer sözleri duyuyoruz çevremizden ve merak ediyoruz insanları bu kadar mutsuzluğa iten şey nedir diye… Zorlaşan hayat şartları, ekonomik problemler, insanlar arasında iletişimsizlik, aile problemleri, trafik, hastalıklar, stres vb. hayatımızın her döneminde çoğalarak bizi olumsuz olarak etkileyen faktörler. Depresyon çağımızın en çok konuşulan, tartışılan hastalıklarından biridir. Öyle ki Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) depresyonu geleceğin en büyük sağlık sorunu olarak ilan etmiştir. Ayrıca ABD’de iş gücü kaybına neden olan hastalıklar sıralamasında, kalp hastalıklarından sonra ikinci olduğunu belirtmiştir. Hepimizin depresyonda olduğumuzu düşündüğümüz zamanlar olmakta ama hepimiz depresyonda mıyız?
DEPRESYON NEDİR?
Depresyon hem fiziksel, hem duygusal, hem de zihinsel olarak hissedilen bir duygudurum bozukluğudur. Başlı başına bir hastalık olarak görülebildiği gibi alkol, madde kullanımı, tedavi amaçlı ilaçların kullanımı, metabolik hastalıklar, kanser gibi sorunlara ikincil olarak da gelişebilir. Kişiyi yemek yeme düzeninden (çok az ya da çok fazla yemek), fiziksel enerjisine, yaratıcılığından, kendisi hakkındaki düşüncelerine kadar etkiler, yani hayatın bir çok alanına yayılır. Her ne kadar böyle durumlar yaşayıp depresyonda olduğumuzu hissetsek de depresyon, kesinlikle geçici üzüntüyle karıştırılmamalıdır. Zaman zaman kendimizi dibe vurmuş gibi hissetmek de depresyonda olduğumuz anlamına gelmeyebilir. Depresyonda olan kişiler, yalnızca kendilerini yaşamın akışına bırakarak kendi kendilerine iyileşemeyebilirler. Kişi depresyon tedavisi olmadığında belirtiler haftalarca, aylarca hatta yıllarca sürebilir ve uygun bir tedavi sağlanmalıdır.
Depresyon belirtileri, şiddetli üzüntü ya da umutsuzluk hissi en az iki hafta, her gün sürer ve kişinin çalışmak, yemek yemek, uyumak gibi günlük yaşam etkinliklerini de etkiler. Depresyondaki kişiler, yoğun bir ümitsizlik, çaresizlik hisseder, kimseden yardım göremeyeceklerine inanır ve böyle hissettikleri için de kendilerini suçlarlar. Sosyal aktivitelere katılmaktan kaçınır, aile ve arkadaşlarından uzaklaşırlar. Hatta kimi zaman intihar etmeyi düşünürler.
Depresyon birkaç farklı biçimde görülebilir. Başlıcaları Majör Depresyon Bozukluğu, İki Uçlu (Bipolar) Bozukluk ve Süregiden Depresyon (Distimi) Bozukluğudur.
DEPRESYONUN BELİRTİLERİ
Kişiye depresyon tanısı koymak için en önemli iki faktör:
1) Depresyon belirtilerinin süresi,
2) Bu belirtilerin kişinin günlük hayatını ne kadar etkilediğidir. Kişi aşağıdakilerin en az dördünü yaşamalı, süresi minimum 2 hafta sürmeli ve kişinin hayatını etkilemelidir.
1. Hoşlandığınız şeylere karşı ilginin ve alınan zevkin azalması.
2. Kendini üzgün, hüzünlü, ağlamaklı hissetme, keyfi yerinde olmama, zaman zaman duygusuz hissetme.
3. Diyet yapılmamasına rağmen kiloda azalma (iştahın kapanması) ya da artışlar (iştahın artması, kişi yemek yiyerek rahatladığını düşünür ve enerji kaybı yüzünden de yeteri kadar kalori yakamaz)
4. Uyku bozukluğu (sabah çok erken kalkma, uykuya dalmada güçlük, sık sık uyanma) ya da aşırı uyuma.
5. Sıkıntı, huzursuz olma, yerinde duramama, oturamama, gerginlik, devamlı aynı şeyleri düşünme.
6. Kendini yetersiz, değersiz, küçük görme, suç işlemiş gibi hissetme (kişi kendisini ve çevresindekileri üzdüğünü, birçok konuda başarısız olduğunu düşünür).
7. Dikkat konsantrasyonunda azalma.
8. Enerjide azalma, devamlı yorgun olma, önceden yapılan çok basit işlerin bile yapılamaması, çalışma veriminde düşüşler.
9. Tekrarlayan ölüm düşünceleri ve intihar planları.
10. Cinsel ilgide azalma (kişinin genel olarak azalan ilgisine bağlı olarak).
DEPRESYON ÇEŞİTLERİ
MAJÖR DEPRESYON: Majör Depresyon bir hastalıktır. Kişi yukarıdaki belirtilerin en az dördünü minimum 2 hafta boyunca neredeyse bütün gün boyunca yaşar.
DİSTİMİ: Distimi de başka bir Duygudurum Bozukluğudur. Kişi daha orta seviyedeki depresyon belirtilerini en az 2 yıl boyunca neredeyse her gün yaşar. Çoğu belirtisi Majör Depresyona benzemekle birlikte daha hafiftir.
MEVSİMSEL DUYGUDURUM BOZUKLUĞU: Semptomlar Majör Depresyon sürecindeki gibidir fakat sadece belli mevsimsel dönemlerde ortaya çıkar.
DOĞUM SONRASI (POSTPARTUM) DEPRESYONU: Yeni doğum yapmış kadınlarda görülür. Genelde doğumdan sonraki ilk aylarda ortaya çıkar ama ilk yıl içinde de görülebilir. Semptomlar Majör Depresyonda görülenler gibidir. Eğer fark edilip depresyon tedavisi uygulanmazsa annenin bebeğiyle bağ kurmasına engel olur. O yüzden tedavi edilmesi çok önemlidir. Doğum Sonrası Depresyonu annenin doğumdan sonraki ilk birkaç gün yaşadığı ve kısa sürede geçen doğum sonrası mutsuzluktan farklıdır.
İKİ KUTUPLU DEPRESYON (BİPOLAR): Kişi duygusal dünyasında çok sık iniş çıkışlar yaşar. Bazen bu iniş çıkışlar kişinin çok tehlikeli şeyler yapmasına da sebep olabilir. Kişi bir gün kendini çok enerjik, kıpır kıpır ve çok yaratıcı hissedebilir. Başka bir gün ise birden büyük bir depresyon sürecine girebilir.
DEPRESYONUN SEBEPLERİ
Depresyonun bir değil birçok sebebi olabilir. Hangi yaş, cinsiyet, ırk ve ekonomik düzeyden olursa olsun herkes depresyona yakalanabilir. Depresyon beyinde değişikliklere ve sinirlere sinyal ileten kimyasallarda (neurotransmitter) dengesizliklere sebep olur. Bazen de bu dengesizlikler depresyona yol açar. Depresyona yol açan diğer faktörler ise şöyledir:
- Genetik eğilimler: Kişinin ailesinde depresyon olması depresyon olasılığını arttırır hatta bu nesiller boyunca devam edebilir.
- Travma ve stres: Kişinin hayatında meydana gelen ve stres yaratan olaylar, değişiklikler ve kayıplar. Örneğin: Ölümler, ayrılıklar ekonomik problemler, evlilik, boşanma, okuldan mezun olma, iş değiştirme ya da işten çıkarılma vb.
- Karamsar kişilik yapısı: Kimi kişiler depresyona diğerlerinden daha yatkındır. Genelde özgüven eksikliği, öğrenilmiş çaresizlik, karamsarlık ve memnuniyetsizlik bu kişilerin özelliğidir. Aynı zamanda bazı kişilik bozukluğuna sahip olan insanlarda da depresyon görülür.
- Fiziksel durum: Kanser, kalp hastalığı, AIDS gibi ciddi hastalık durumları ve fiziksel engeller kişinin depresyona yakalanmasına sebep olabilir çünkü bu gibi durumlar kişinin stres seviyesini arttırır ve fiziksel olarak zayıflatır. Kimi zaman da depresyon kişinin tedavisi için kullandığı ilaçların bünyeyi etkilemesiyle de meydana gelebilir.
- Madde kullanımı: Madde (Ör. Uyuşturucu maddeler ve alkol) kullanımı kişinin hayatının fiziksel, psikolojik ve duygusal olarak bir çok yönüne etki ettiği ve günlük hayatını engellediği için ve aynı zamanda da kişinin kendisiyle ilgili oldukça olumsuz duygular hissetmesine sebep olduğu için depresyon riskini arttırır.
DEPRESYONDAN KİMLER ETKİLENİR?
Kadınlar: Kadınlarda depresyon görülme oranı erkeklerden nerdeyse iki katı daha fazladır. Uzmanlar bunu kadınlarda ergenlik, adet görme, menopoz ve hamilelik gibi durumlarda yaşanan hormonal değişikliklere bağlamaktadırlar.
Erkekler: Her ne kadar depresyon kadınlarda daha sık görülüyor olsa da çoğu zaman erkeklerde depresyon ya göz ardı edilmekte ya da yardım istenmemektedir. Erkekler de aynı belirtileri göstermekle birlikte bunu dışarı daha çok öfke, agresyon ve şiddet içeren hareketlerle vurmakta ve alkol ve madde kullanarak bastırmaya çalışmaktadır. Ayrıca depresyona bağlı olarak intihar riski erkeklerde kadınlardan 4 kat fazla görülmektedir.
Yaşlılar: Yaşlıların hayat dönemlerine bağlı olarak yaşadıkları zorluklar depresyon risklerini arttırmaktadır. Yakınları kaybetmek, hastalıklarla uğraşmak, tek başına yaşamaya başlamak, emekli olmak, eski güç ve enerjiyi kaybetmek vs. yaşlıların yaşadığı temel sorunlardır. Bu gibi değişiklikler yaşlıları depresyona sürükleyebilir ve sadece yaşlılık belirtileri gibi algılanırsa gözden kaçabilir.
Çocuklarda: Çocuklar da depresyona girebilir. Bazı çocuklar sadece beyinlerindeki fiziksel değişimler sonucu depresyona girer. Diğerleri ebeveynlerin boşanması, istismar, erken yaşta ebeveyni kaybetmek gibi travmalarla girer veya ikisi birden olabilir. Çocuklarda depresyon kendini şöyle gösterir: Uzun süren bir üzüntü hali, yerinde duramama, düşük özgüven veya değer duygusu (‘Ben kötüyüm’, ‘Ben aptalım’, ‘Kimse beni sevmiyor’ gibi), önceden yapmaktan hoşlandığı aktivitelere karşı ilginin azalması, iştah değişimi, uyku düzeninde değişiklik, dikkat konsantrasyonunda azalma, sinir ve agresyon, baş ve mide ağrısı veya başka sebebi olmayan fiziksel ağrılar, çok durgun ya da hiperaktif olma, tekrarlayan ölüm ya da intihar düşünceleri gibi.
DEPRESYON TEDAVİSİ
Öncelikle hastalığı anlayıp depresyon tedavisi olmaya karar vermek çok önemlidir. Depresyon tedavi edilebilir bir hastalıktır oysa tedavi edilmediğinde tekrarlayabilir ve intihar gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Hafif depresyonlarda psikoterapi etkili olabilirken, özellikle majör depresyonda en iyi sonuçları almak için ilaç tedavisiyle psikoterapiyi birleştirmek gerekmektedir. Doğru tanı koyulabilmesi ve ilaç tedavisinin planlanması için mutlaka Psikiyatri hekimine başvurulmalıdır. Aynı anda mümkünse uzman bir terapiste durumunuzu anlatmak, depresyonun sebeplerini ve başa çıkma yollarını tartışmak ve hayatınıza ve yakınlarınızla olan etkisini anlamak tedavi için çok önemlidir.
Salt Psikoloji Enstitüsü – Kaynakça
www.depression.com