fbpx

Performans Baskısı Çalışanı Hasta Ediyor

Çalışma hayatında performans baskısı nedir?

Hedeflenen yüksek performansa ulaşma beklentisini sürekli hissederek çalışmak performans baskısı olarak nitelendirilebilir. Performans baskısı, beklentilerle beraber hareket eder, beklenti ne kadar yüksekse performans baskısı da o kadar yüksek olur.

Çalışma hayatında performans baskısı yaratan dış unsurlar şu şekilde sıralanabilir;

-hedefe ulaşmanın zorluğu, işin yoğun çaba ve efor gerektirmesi (zaman, miktar, nitelik olarak)

-yüksek yaratıcılık gerektirmesi

-hayati tehlike/risk içermesi (çalışanın kendisi için/başkaları için)

Bunun dışında çalışanlar kendi kendilerine de performans baskısı yaratabilirler, bu durumlarda da yaşanan kaygılar veya kişinin iç motivasyon kaynakları işin beklendiği gibi sonuçlanması konusunda kişide belli bir stres yaratabilir, bu durumlara örnekler şunlar olabilir;

-hata yapma kaygısı taşımak

-eleştirilme kaygısı taşımak

-olumsuz durumlardan / kriz durumlarından kaçınmak

-aşırı rekabetçi olmak

-mükemmeliyetçi olmak

Performans baskısı kişide ne gibi psikolojik ve fiziksel sorunlara yol açıyor?

Performans baskısının şiddeti, hedefin ne ölçüde ulaşılabilir olduğu, baskının tek başına mı yaşandığı yoksa takım olarak mı yaşandığı ve baskı altında kalan kişinin dayanıklılığı oluşabilecek sorunlarda kilit rol oynar.

Hedefin zorlu olması, hedefe ulaşılamaması durumundaki yaptırımların (düşük ücret, kariyerde ilerleyememe, işi kaybetme vs..) cezalandırıcı olması çalışanların yaşadığı stres düzeyini oldukça artırır.  Stres ise performans üzerinde en etkili faktördür; çok düşük stres seviyesinin yapılan işi önemsememeye, özensiz hareket etmeye yol açtığı, belli bir seviyede stresin ise performansı artırdığı bilinirken, kişiyi yoran aşırı stresin performansı olumsuz etkilediği kanıtlanmıştır.  Yoğun stres yaşayan kişilerde stresin vücut direncini düşürdüğü kanıtlanmıştır, bunun yanında migren, ülser, dolaşım bozuklukları, cilt hastalıkları gibi fiziksel rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Bunun dışında çalışanların yüksek hedeflere ulaşma beklentisiyle sürekli yoğun stres altında kalmaları, yetersizlik ve başarısızlık duygularını tetikleyeceğinden, çalışanlarda işe/kuruma olan bağın kopmasına, tükenmişlik sendromu ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir.

Performans baskısına ne kadar dayanıklı olunduğu kişiden kişiye değişen bir unsurdur. Bazı kişiler daha yüksek seviyede baskıya karşı dayanıklıdır, performans baskısı taşıma kapasiteleri daha yüksektir diyebiliriz. Hatta baskı altında daha yüksek motivasyonla çalışan kişiler de vardır. Bazı kişilerin ise baskıya dayanma kapasiteleri oldukça düşüktür, bir çok kişiye çok normal gelen bir iş hedefi bu kişilerde yoğun stres yaratabilir.  Strese tek başına maruz kalmak yerine bir grup kişi birlikte maruz kalınıyorsa ve burada rekabetçi bir ortam yerine dayanışma ortamı oluşabiliyorsa yaşanan baskı daha dayanılabilir hale gelebilir. Yaşanan yoğun stresin hedeflenenin aksine performansı olumsuz etkilediği unutulmamalıdır.

Performans baskısı sonucu yoğun stres yaşayan ve yeterli dayanıklılığa sahip olmayan çalışanların yaşadıkları bu durumun mutlaka özel hayatlarına da yansıması beklenir.  İş özel hayat dengesinin bozulmasına, yakınlara karşı daha sabırsız, sinirli ve tepkisel davranmaya ve bunun da sonucunda ilişkilerin bozulmasına yol açabilir. Bu ilişkiler içerisinde ebeveyn – çocuk ilişkisi en hassas olanıdır. Yoğun baskı altında çalışanların çocuklarıyla kuracakları güvene dayalı sıcak ilişkinin zarar görmemesi için, daha sabırlı ve anlayışlı olmaya çalışmaları önemlidir.

En çok kimler performans baskısı yaşıyor?

Performans baskısı deyince ilk akla gelenler; sporcular ve sahne sanatları ile uğraşanlardır; en mükemmel performansı ortaya koymayı sonunda da ödül almayı, alkış almayı amaçlarlar. Hayati risk taşıyan askerlik gibi işlerde çalışanlar ile alınan riskin doğurabileceği kaybın yüksek olduğu sağlık veya borsa ve yatırımla ilgili işlerde çalışanlarda işin doğası gereği hata yapmaktan kaçınmak söz konusudur, bu alanlarda çalışanlar da daha yoğun performans baskısı hissedebilirler. Bunun dışında bazı işler ve sektörlerde hedef baskısı çok yüksek olabiliyor, özellikle bankacılık, sigortacılık, çağrı merkezi gibi iş alanlarında satış baskısı daha yoğun hissediliyor.

Performans baskısından kurtulmak kişinin yapabilecekleri neler?

Çalışanlar yaşadıkları baskının çok yüksek olduğunu fark eder ve bu baskıya dayanamadıklarını hissederlerse;

  • Öncelikle beklenene yönelik odaklarını kaybetmediklerinden emin olmalı, stresin etkisiyle dikkatlerinin dağılmasına izin vermemeliler,
  • Her şeyi kontrol edemeyeceklerini kabul etmeliler,
  • Sorumlu oldukları görevlerin istenen şekilde sonuçlanabileceğine dair olumlu ve iyimser bir bakış açısını korumalılar, iyimser bakış açısı, istenene ulaşmak için bulunabilecek olası çözümlerin daha kolay bulunmasını sağlar.
  • Sahip oldukları kaynakları gözden geçirebilirler; neye ihtiyaç duyduklarını, kimlerden yardım isteyebileceklerini belirleyebilirler.
  • Kurum içinde bağlı oldukları yöneticiye, insan kaynakları departmanına başvurabilir, varsa mentorluk sistemlerine dahil olabilirler.
  • Stres düzeylerinin çok arttığını fark ettiklerinde kullanabilecekleri, rahatlatıcı nefes egzersizleri öğrenebilirler.
  • Hata yapmanın ve başarısız olmanın öğrenme sürecinin önemli bir parçası olduğunu unutmamalılar.
  • Bir profesyonelden koçluk desteği alabilirler.
  • Eğer tüm bunlara rağmen performans baskısı sonucu yaşadıkları stresi etkin yönetemediklerini hissediyorlarsa, daha az baskı içeren kendi motivasyon kaynaklarına, yetenek ve becerilerine uygun farklı bir iş yapmayı düşünmeliler.

Yönetici  sınırları zorlayacak hedefler koyuyorsa bunun için ne gibi tedbirler alabiliriz?

Bunu çözebilecek en etkin yaklaşım açık iletişim kurmak diyebiliriz. Çalışanlar kaygılarını ve performans baskısının üstlerinde oluşturduğu olumsuz etkiyi samimiyetle açıklayabilmeliler. Kendi motivasyon kaynaklarının ve becerilerinin farkında olan çalışan, yöneticisine bu özelliklerinden bahsedebilir ve böylece konuşmayı yapıcı ve çözüm odaklı tutabilir. Bu konuşmayı yanlış anlaşılmadan yapabilmek zor olsa da eğer çalışan kurumuna katkıda bulunmaya istekli görünür ve en etkin faydayı sağlayabilmesi için yöneticisinden yardımına ihtiyaç duyduğunu aktarabilirse, olumlu sonuç almasının daha kolay olması beklenir.

Özge BERÇİN
Psikolog – Profesyonel Koç – Eğitmen – İK Danışmanı