fbpx

Pasif Agresiflerle Nasıl Başa Çıkılır?

Hayatımızın normal akışında, sosyal olmanın, çalışmanın, hayatta kalabilmenin doğal bir şartı olarak duygularımızı, düşüncelerimizi, ihtiyaç ve isteklerimizi ifadelendirmemiz gerekir. İfadelendirmenin yanında birey olarak haklarımızı biliriz ve gerektiğinde bu haklarımızı savunuruz. Bunu yapmanın en ideal yolu güvenli davranış şeklidir. Güvenli davranışlar kullanarak hareket eden bireyler, düşüncelerini, duygularını, istek ve ihtiyaçlarını olumlu ve özgüvenli bir dille ifade ederler;  sorumluluklarının farkındadırlar,  neyi yapıp neyi yapamayacaklarını bilirler ve yapamayacaklarını bile rahatlıkla ifade ederler.

Pasif-agresif davranışlar sergileyen kişiler kendilerini güvenli şekilde ifade edemezler; duygularını, düşüncelerini, istek ve ihtiyaçlarını ya saklarlar ya da dolaylı yollarla, imalarla ifade etmeyi tercih ederler. Bazen sadece “Hayır” diyerek çözebilecekleri basit konularda bile kabul etmiş ve uyum sağlamış gibi görünüp daha sonra işi sabote etmeye yatkındırlar.  Aslında pasif-agresif kişi iç dünyasında agresif duygular ve düşünceler barındırır; ancak bu agresif duygu ve düşüncelerin dışavurumu pasif ve olumsuz şekilde gerçekleşir.

Pasif-agresif davranışlar bir çok insan tarafından zaman zaman başvurulan bir savunma mekanizması haline gelebilir. İş dünyasında performans baskısının yüksek olduğu göz önüne alınırsa bu davranışlara az da olsa rastlamak normal kabul edilmelidir. Diğer yandan, bu davranışın iş ortamlarında sık kullanımının, çalışan ilişkilerini, performansı ve verimliliği etkilediği bilinmektedir.

  • Kendisine iletilen bir fikrin öyle düşünmese de çok harika bir fikir olduğunu aktarabilir, ancak hiçbir şekilde fikrin gerçekleşmesi sürecinde destek vermeyebilir.
  • Yöneticisinin kendisi yerine ekip arkadaşını diğer kişiler önünde övmesinden rahatsız olabilir; bambaşka bir konuda ekip arkadaşını yetersiz gösterecek bir eksiği gösterebilir; hatta daha önceden fark etmiş olsa da o an fark etmiş gibi davranabilir.
  • Daha önce “mutlaka yapacağım” dediği raporu, 2 gün sonra bilerek bir sürü eksikle teslim edebilir. Yöneticisi uyarınca da, “Aaa!!, onu da mı bekliyordun, hiç farkında değilim” veya “Unutmuşum” gibi bahaneler üretebilir.
  • “Ben yapmam gerekeni yaptım” tavrı takınarak sorumluluk üstlenmeyebilir, mesela çok acil ve kritik bir bilginin hemen dikkate alınmasını sağlamak yerine konunun ciddiyetini bildiği halde ”Masana not bırakmıştım, görmedin mi yoksa” diyebilir veya “Ben, sen biliyorsun sanıyordum” diyebilir.
  • “O iş bende sen merak etme” diyebilir, evrak toplama işini zamanında halledeceğini zanneder başka işlere odaklanırsınız, o işi ciddeye almayıp bilerek takip etmeyebilir, son günse “Ben istedim evrakları dönüş olmadı; “Yapacak bir şey yok” diyerek kendisini sıyırabilir.
  • Terfi, zam gibi beklentilerini yönetime veya İK’ya aktarmayabilir; ancak diğer kişilere sürekli daha fazlasını hak ettiğinden, haksızlığa uğradığından bahsedebilir.
  • Yöneticinin aldığı kararları eleştirebilir ama yöneticinin kendisine değil, diğer kişiler söyler eleştirilerini; ”Ne saçma bir iş yapıyoruz, ne gerek var ki şimdi buna!!” diyerek şikayet edebilir. Genelde dedikodu yapmaya yatkındır, kişilerle ilgili olumsuz düşüncelerini kişinin kendisinden saklayıp başkaları ile paylaşmayı tercih edebilir.
  • Kendisinden beklenen işler için sürekli “şimdi yapıyorum”, “yapacağım”, “az kaldı”, “bitmek üzere” gibi ifadeler kullanabilir ama teslimi bilerek sürekli erteleyebilir. Net bir zaman söylemeyebilir.
  • Problemin çözümü için destek istediğinizde, baştan çözemeyeceğini düşünse de yardımcı olmaya çalışan biri gibi davranabilir, “Ya tabi mutlaka çözülmesi lazım, konuşur hallederim” gibi ifadeler kullanabilir; ancak çözüm için dişe dokunur bir çaba göstermeyip, sonunda da “Denedim olmadı” diyerek sizi zor durumda bırakabilir.
  • Son ana kadar müdahale etmediği, ilgilenmediği bir problemi öyle bir anda çözer ki, üst yönetim, kişinin yöneticisi dahil diğer çalışanları işi ihmal etmiş olarak, kendisini ise kahraman olarak görebilir!
  • Yönetici, hastalanıp işe gelememiş, bu sebeple de önemli bir işin zamanında bitmemesine istemsiz şekilde sebep olmuş çalışana “Önemli değil, senin sağlığın daha önemli” diyebilir, ancak çalışanı içten içe suçlamaya devam edebilir ve başka bir ortamda hak ettiği bir primi/ödülü almasına engel olabilir.
  • Bir sorun yaşandığında, suçun kendisinde olduğunu farkedip, tepki almamak için; “Zaten her şey beni buluyor, kimseye kendimi ispat edemiyorum” gibi ağlamaklı ifadeler kullanarak kendini mağdur konuma sokabilir.

İş hayatında pasif-agresiflerle nasıl başa çıkarız?

-Öncelikle pasif-agresif davranış genel bir tutumsa, kolay değişmeyeceği kabullenilmeli! Çocukluktan gelen ve otomatik hale gelmiş bu davranış biçimi kişilerin savunma mekanizmalarını destekler. Eğer işe ve ilişkilere çok yansıyan problemli bir durum oluşmuşsa bu kişilere yardım alması önerilebilir. Çevresindeki kişilerin bu süreçte sabırlı olması gerekir.

-Pasif agresifler en çok şeffaf uygulamaların olmadığı, sınırların kuralların net olmadığı dolayısıyla “yoruma açık” ortamlardan beslenirler. Bu kişilere açık ve direkt olmalıyız.

-Olumsuz sonuçlanan bir durumun hemen ardından kişiye net geribildirim vermeli; “Keşke böyle yapmasaydın” gibi çözüm içermeyen veya “Nasıl böyle davranırsın” gibi suçlayıcı ifadeler yerine “Bundan sonra mutlaka şu şekilde hareket etmeni bekliyorum” gibi net yönlendirmeler yapmalıyız.

-Kontrollü ve soğukkanlı olmalıyız; pasif-agresif davranışı eleştirirken kendimizi bu şekilde davranır halde bulmamalıyız. Ayrıca pasif-agresif kişilerin sert bir çıkışı silah olarak kullanabilecekleri unutmamalıyız.

-Konunun “kişisel” hale gelmesine izin vermemeli, problem/yapılması gereken ne ise sadece ona odaklanmalıyız. Konuyu değerlendirirken “Söylediklerinden şunu anlıyorum..” gibi ifadelerle yansıtma yapmak ve konunun özünden sapmasına izin vermemek işe yarayabilir.

-Birlikte çalıştığımız kişileri iyi tanımalıyız, pasif-agresif kişinin iç dünyasında yaşadığı, duyguyu ve kaygıyı anlamak,  güvene dayalı ilişki kurmak ve olumlu bulunan davranışları takdir eden, teşvik edici ve yapıcı bir iletişim dili kullanmak, pasif-agresif kişinin zamanla size uyum göstermesini sağlayabilir.

-Özellikle özgüveni düşük kişiler, pasif-agresiflerin bahanelerinden ve kendilerini mağdur konuma sokan çıkışlarından etkilenerek kendilerini suçlamaya eğilimli olabilirler. Sorumluluk alanlarının net çizilmesi çalışanlar arasındaki dengeyi sağlamak için kritik olacaktır.

Özge BERÇİN
Psikolog – Profesyonel Koç Eğitmen – İK Danışmanı