İş yerinde flört etmek, aşk yaşamak iş dünyasında ne kadar yaygın?
Günümüz iş dünyası yapısına baktığımızda geçmişe göre büyük değişimler görüyoruz; iş yerinde geçirilen saatlerin artması, çalışan kadınların artması, şirketlerin büyümesi ve ekip çalışmalarının artması, esnekleşen iş yeri normları gibi. Geçmişte iş yerinde aşk istenmeyen, tabu halinde bir konu iken artık birçok şirket tarafından olumlu görülmekte hatta çalışanların motivasyonunu arttırdığı gerekçesiyle teşvik bile edilmektedir. Bu durumda da iş yerinde aşk yaşamak Amerika ve Avrupa dahil olmak üzere birçok ülkede gitgide yaygınlaşmaktadır.
Fortune Ekonomi Dergisi’nin dünyanın en ünlü 200 CEO’su ile yaptığı bir araştırma sonuçlarına göre ise, %75’inin iş yerinde aşkın olumlu olduğu ve kurumsal yapıya zarar vermediğini düşündüğü sonucu çıkmıştır. Stern Dergisi’nin Avrupa’da yaptığı bir başka araştırmaya göre ise, başta İngilizler olmak üzere, Avrupalılar’ın %40’ı en az bir kez iş arkadaşlarıyla aşk yaşadıklarını belirtmiş, katılımcıların %25’i ise bunu düşünebileceklerini belirtmiş.
Türkiye’de ise insankaynaklari.com’un yaptığı geniş bir anket çalışmasına göre de katılımcıların %26’sı en az bir kere iş arkadaşlarıyla aşk yaşadığını, %26’sı bunu düşünebileceğini, %10’u ise iş arkadaşıyla beraber/evli olduğunu belirtmiştir.
İş yerinde aşık olma, flört etme olasılığı ne kadar yaygın? Bu doğru bir şey mi? İşini nasıl etkiler?
İş yerinde aşık olma ve flört etme olasılığı bir çok etkenden dolayı oldukça yaygın bir hale gelmektedir. Bunlardan ilki pratik sebeplerden dolayıdır; işyerinde daha çok zaman geçiren, geç saatlere kadar mesaiye kalan, haftasonları da çalışan insanların sosyal ve özet hayatları kısıtlanmakta ve bu alanı onlara işyerleri sağlamaktadır. Bir ihtiyaç olan romantizmi işyerinde yaşamak hem geçirilen ortak zamanı arttırdığı, hem de karşı tarafı daha iyi tanıma fırsatı verdiğinden daha elverişli hale gelmektedir.
Bir diğer sebep ise psikolojiktir; fiziksel yakınlık ve benzerlik ilişkileri derinleştiren en önemli etkenlerden ikisidir. Aynı departmanda ya da binada olmasa da yine de ulaşılabilirlik mesafesinde olan, aralarda görüşme imkanı bulan ve işten beraber çıkan çiftler daha yakınlaşmaktadır. Aynı işyeri bağlılığına sahip, ortak projeler yürüten, işe alma sürecinde muhtemelen şirketin benzer çalışan beklentisine göre seçildiği için birbirine benzeyen çiftlerin ilişkileri de daha uzun sürmeye meyillidir.
İş yerinde aşka doğru ya da yanlış diyemeyiz çünkü bu çalışanların özel hayatıdır, onları ilgilendirir fakat kişiler hassas olan sınırları çizmediklerinde ve bu çevreye ve kendilerine zarar vermeye başladığı noktada tehlike çanları çalmaya başlayacaktır. Mesela işyerinde ilişki yaşamak tamam ama bariz bir şekilde flört etmek, bu ilişkiyi fazla dışa vurmak ya da ofiste seks gibi uygunsuz davranışlarda bulunmak işyerlerinde kabul edilir bir davranış değildir, sonuçları işten çıkarılmaya ve etiketlenmeye kadar gidebilir.
İş yerinde aşk motivasyonu artırır mı, öldürür mü?
Yapılan birçok araştırma işyerinde aşkın motivasyonu, performansı, verimliliği ve yaratıcılığı arttırdığını söylemektedir. Stern Dergisi’nin yaptığı araştırmaya göre kadın ve erkeklerin yüzde 56’sı, aynı işte çalıştıkları biriyle beraber olduklarında daha yoğun çalıştıklarını belirtmiştir. Bence bu sağlıklı, işyeri normlarına göre sınırları iyi çizilmiş, dengeli ve çiftler arasında olası dezavantajların açıkça konuşulduğu ilişkiler için geçerlidir. Aksi takdirde çiftler istenmeyen dedikodulara maruz kaldığında, tartışmalar işyerine taşındığında ve iyi başa çıkılamamış ayrılıklar yaşandığında verimlilik ve motivasyon azalmakta ve kişilerin kariyeri zarar görmektedir.
İş yerinde duygusal bir şeyler yaşarken kişiler nelere dikkat etmeli?
İş yerinde duygusal bir şeyler yaşarken öncelikle sınırların çok iyi çizilmiş olması gerekmektedir. Her ne kadar işyerinde aşk artık birçok şirkette olumlu karşılansa da bunun koşulu çalışanlar arasında ahengin bozulmaması, etik kuralların ihlal edilmemesi, bunun çok aleni yaşanmaması, çalışanlar arasında güvenin zarar görmemesi ve ast-üst ilişkisini zedelemeyen bir şekilde olması temeline dayanmaktadır. İlişkiye başlamadan önce çiftler bütün bu koşulları iyice düşünmeli, kabul etmeli ve aralarında konuşmalıdır.
Eğer çiftlerden biri ilişkiyi sadece macera amaçlı, günübirlik görüyorsa ve herkes tarafından görünür bir şekilde flört ediliyorsa, bu ileride olumsuz sonuçlar doğurabilir. İş yerinde aşkı sır olarak saklamak değil, gizli tutmak gerekir; bu konuyu müdürlerinizle konuşabilir, profesyonel bir şekilde davranma garantisi verebilir ve olası bir cinsel taciz suçlamasını da engellemiş olursunuz.
Özellikle, eğer çiftler arasında mevki farkı varsa, bu ilişki bir terfi aracı olarak görülebilir ya da üst mevki tarafından ileride verilecek bazı kararlar diğerleri tarafından kayırma olarak algılanabilir. Bu tarz güç farkı içeren ilişkiler birçok şirkette etik kurallara aykırı kabul edilmekte ve hoş görülmemektedir. Böyle bir durumun içindeyseniz iki kere düşünmenizi tavsiye ediyorum.
Çiftlerin kavga veya tartışmalarını işyerinde, iş arkadaşlarının önünde yapmaması da çok önemlidir. Ayrıca aynı şekilde, ilişki biterse de bunun olumsuz sonuçlarını iş yerine fazla yansıtmamak, iş verimini düşürmemek ve o kişiyle profesyonel ilişkinin gereklerini yerine getirmeye devam ettirmek gerekir.
İş yeri gizliliği kurallarına da çok dikkat etmek gerekir çünkü bu kariyerinize ve güvenilirliğinize zarar verecektir; gizli kalması gereken bilgileri eşinizle paylaşmayın, bilmeniz gerekmeyen şeyleri de sormamaya özen gösterin; sır tutmak bireyleri psikolojik olarak çok yıpratan bir durumdur.
Son olarak da işyerinde ilişki yaşayan ya da evli olan çiftlere özel hayatlarıyla ilgili bir tavsiye vermek istiyorum; bütün sosyal ve özel hayatınızın işten ibaret olmamasına, konuştuğunuz tüm konuların işle ilgili olmamasına, işle ilgili problemleri ilişkinize ve de ilişkiyle ilgili problemleri işinize yansıtmamaya dikkat edin. Böyle çiftlerin ilişkilerinin uzun vadede çok monotonlaştığını ve birbirlerini yıprattıklarını gözlemliyorum. Aradaki hassas dengeyi iyi kurmak ve bu konuda çok bilinçli olmak lazım.
Eğer aşk yaşadığınız kişi amirinizse, veya taraflardan biri veya ikisi evli ise o zaman bunun işe yansıması nasıl oluyor?
Her işyeri tarafından etik olarak kesinlikle olumsuz görülen üç ilişki şekli; 1) Arada mevki farkının olması ve çiftlerden birinin diğerinin üstü/işvereni olması, 2) Arada çıkar ilişkisinin olması (Bir tarafın işle ilgili çıkarlarının, karşı tarafın seksüel ya da duygusal istekleriyle tatmin edilmesi durumu) ve 3) Çiftlerden bir yada ikisinin evli olması ve evlilik dışı ilişki yaşanmasıdır.
Bu gibi durumlar iş yeri ilişkilerine çok zarar vermektedir; özellikle çalışanlar ve ast-üstler arasındaki güven duyguları zedelenmektedir. Çatışmalar artmakta, bağlılık azalmakta, işbirliği engellenmekte, özel hayatında sorunlar yaşamaya başlayan çalışanın iş performansı düşmekte ve ahenk bozulmaktadır. O yüzden çok dikkatli olmakta ve ilişkinin niteliğini mümkün olduğunca iş hayatından uzak tutmakta fayda vardır.
Bir ilişki yaşanıyorsa eğer, bunu iş arkadaşlarına ve amirinize söylememiniz gerekir mi?
Bir ilişki yaşanıyorsa, kişinin bunu mümkün olduğunca iş arkadaşlarıyla paylaşmaması daha uygun olacaktır, özellikle de ilişkinin başlarında. Söylemenin haricinde bunu belli edecek davranışlardan da kaçınmakta fayda vardır; gizli gizli buluşmak, e-mail trafiği yaşanması, o kişiye toplantılarda imalı gülücükler atmak, ilişkideki gerginlikleri herkesin önünde konuşmak gibi. İş yerinde oluşacak dedikodular, yargılamalar kişinin canın sıkabilir, konsantrasyonunu bozabilir, performans değerlendirmelerini olumsuz etkileyebilir. Bunun yanında, böyle bir durum olduğunda yani bir ilişki başladığında bunun amirlere söylenmesi ve profesyonel bir çerçevede yürütüleceğinin belirtilmesi uygun bir davranış olacaktır.
İlişki sona ererse işyerinde profesyonellikten taviz vermemek için nasıl davranmak gerekir?
Öncelikle zaten ilişki başlangıcında ve sürecinde işyerinde doğabilecek sorunların çiftler arasında açıkça konuşuluyor olması gerekmektedir. Böylece ayrılık gibi bir durum söz konusu olduğunda zaten iki taraf da sınırlarını çok iyi bilecektir. Tabi nerede olursa olsun ayrılık, kayıp zor bir süreçtir ama işyerinde yaşanması çok hassas bir konudur çünkü bunun iş arkadaşlarına ya da müdürlere olumsuz yansıması ve kişinin veriminin ve motivasyonunu düşmesi ayrılığın haricinde de sorunlar yaratarak işleri daha da zorlaştıracaktır. Ayrıca ayrıldığı kişiyi devamlı görüyor olmak da süreci zorlaştırır. Bu yüzden eğer kişi kendi başına atlatamıyorsa, bu süreçte işler daha da sarpa sarmadan, profesyonel bir yardım almasını öneririm.
Özel hayat ve iş hayatı dengesini iyi kuran, ikisini birbirinden ayırabilen, gerginliğini iş çevresine yansıtmayan (kişi duygularını bastırsın da demiyorum sadece bunu ifade etme ortamı ofisin dışında olsun, başka yollar bulsun) ve duygularını (öfke, hayalkırıklığı gibi) kontrol edebilen kişiler profesyonel yaşamlarında problem yaşamdan durumu atlatırlar.
Şirin Hacıömeroğlu ATÇEKEN
Uzm. Psk- Çift ve Aile Terapisti // Salt Psikoloji Kurucu Ortağı