fbpx

İlişkiler ve Evlilikle İlgili Yanlış Bilinen Gerçekler, Mitler

Mit: ‘Evlenmek için dünyada sadece ve sadece bir tane doğru kişi var.’

Gerçek: Mutlu bir evlilik yapabileceğiniz birçok kişi var.

Hiçbir bireyin evlenmesi için mükemmel tek bir insan olduğuna dair bir bilimsel kanıt yoktur. Eğer bu doğru olsaydı, insanlar çok sevdikleri eşleri vefat edince veya boşanınca tekrar evlenmezlerdi. Ama bu demek değildir ki eş seçiminizde iyi karar vermeye çalışmayın. Bu daha çok, bir kişi kriterlerinize uymuyorsa-gerçekçi kriterleriniz olduğunu varsayarsak-, kriterlerinize uyacak başka birinin olduğunu gösterir.

Tek bir doğru kişinin varlığına inandığınızda karşılaşabileceğiniz birkaç problem vardır. Örneğin; doğru kişiyi bulduğunuzu nasıl anlayacaksınız? Acaba o sihirli hissi beklerken iyi bir eş olabilecek kişileri gözden mi kaçıracaksınız?

Bu aynı zamanda eş seçiminizde pasif bir tutum sergilemenize sebep olabilir. Doğru kişinin kendiliğinden karşınıza çıkacağı düşüncesiyle yeni ilişkilere başlamayabilir ya da başladığınız ilişkilerde karışınızdaki insanı daha iyi tanımak veya sorunları çözmek için bir çaba sarf etmeyebilirsiniz.

Mit: ‘Kişi, mükemmel eşi bulana kadar tatmin olmamalı.’

Gerçek: Kimse mükemmel değildir.

Mükemmel kişiyi bulmak gerçekçi bir beklenti değildir. Mükemmeli bulma arzusu, çözüm üretme becerinizi azaltır ve istediğinizin tam tersi bir sonuçla karşı karşıya kalırsınız. Tek bir doğruya ve güvene ulaşma arzusu; gerçekleşemeyecek abartılı beklentilere, bunun sonucunda da eş seçiminde kararsızlık ve endişeye sebep olur.

Eğer sizin için mükemmel bir partner olduğuna inanırsanız, kısa süreli ve karşınızdakine puan verdiğiniz ilişkileriniz olması muhtemeldir. Çünkü eğer beraber bir geleceğiniz olmayacaksa neden vakit kaybedesiniz? Bu düşünceyle de karşınızdakini daha iyi tanımaya çalışmak yerine ilişkinizin çok erken bir evresinde kendisine bir puan verirsiniz.

Ama insanlar değişebilir. İlk başlarda sizin mükemmel diye düşündüğünüz kişinin ileriki zamanlarda mükemmel olmadığını fark etmeye başlarsınız. Bu sebeple, eş seçiminizi sizin için en önemli özellikler üzerinde yapın ve gerektiğinde ödün verebilin.

Mit: ‘Evlenmeye karar vermeden önce kendinizi tamamen yeterli hissetmelisiniz.’

Gerçek: İnsan, eş olmak için kendini yetkin görmelidir ama bazen endişeli hissetmesi de normaldir.

Çok az insan evlilik için kendini tamamen yeterli görür. Başarılı evlilik için iki taraflı çaba ve iş birliği gereklidir, bir tarafın ya da iki tarafın mükemmel olması değil. Bu inancınızı, yakın ilişkiden ya da evlilikten korkunuzu rasyonalize etmek için kullanıyor olabilirsiniz.

Mit: ‘Eğer yeterince çabalarsan, evlenmek için seçeceğin her insanla mutlu olabilirsin.’

Gerçek: Bir evliliği yürütebilmek için iki olgun ve uyumlu insana ihtiyaç vardır. Yani kişinin, eş seçiminde gerektiği ölçüde hassas ve seçici olması gereklidir.

Bu, mükemmel partner inancının tam tersidir. Bu düşüncenin olumsuz sonuçları; eş seçimi sürecine çok önem vermemek (“Nasıl olsa herhangi biri olur”), erken evlilik (benzerliklerinizi, farklılıklarınızı, hedeflerinizi, beklentilerinizi iyice değerlendirmeden evlenmek) olabilir.

Evlilik, iki eşin beraber çabalayıp ilişkideki problemleri çözeceği karşılıklı bir ilişkidir. Eş adayınız, ilişki için kendi payına düşeni yapmaya, ödün vermeye ve ilişkideki eşitliğe önem vermeye istekli biri olmalıdır.

Mit: ‘Sizden farklı kişilik özelliklerine sahip biriyle evlenmelisiniz.’

Gerçek: Sizinle benzer kişilik özelliklerine sahip biriyle evlenmelisiniz.

Bu inanç sizi, kendinize karşı sorumsuzlaşmaya itebilir. Örneğin; dağınık biri, diğer kişinin arkasını toplayacağını düşünerek düzenli biriyle evlenebilir. Kendinizdeki eksiklikleri düzeltmeye çalışmak yerine, sizin zıttınız biriyle evlenerek bu eksiklikleri telafi edeceğini düşünebilirsiniz.

Bazı durumlarda farklı insanlar birbirlerini çekse de, kendinizden çok farklı biriyle evlenmek büyük ihtimalle çatışmalara ve doyumsuzluklara sebep olacaktır.

“Zıt kutuplar birbirlerini kısa bir süre için eğlenceli, farklı ve cazibeli bulabilir. Ancak uzun süreli ilişkiler genellikle farklılıklardan çok benzerlikler ortaya çıktığında gelişir.”

Mit: ‘Biriyle evlenmek için sevgi/aşk yeterlidir.’

Gerçek: Özellikle ilişkinin ilk evresinde aşk önemli olsa da evlilik doyumu için diğer faktörlerin de eşit derecede önemli olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.

Çoğunlukla mantık yerine duygular ve hormonlar üzerine kurulmuş bir evlilik tehlikelidir. Romantik anlamda sevgi diye düşündüğünüz şey, aslında farklı bir şey olabilir. Örneğin; güçlü bir cinsel dürtü, bir yalnızlıktan kaçış, nevrotik bir bağlanma (fazlasıyla yeterli birinin az yeterli biriyle evlenmesinde olduğu gibi) ya da otorite ve kontrol için bir mazeret olabilir. Romantik anlamda sevgi, çoğu kültürde evlilik için bir gereklilik olsa da benzer değerlere sahip olmak, benzer geçmişler, evlenirken kaç yaşında olunduğu, bireysel ve çift olarak evliliğe ne kadar hazır olunduğu, gerçekçi beklentiler ve mutlu bir çocukluk geçirmiş olmak gibi faktörler de başarılı bir evlilik için önemlidir.

Mit: ‘Evleneceğin kişiyi kalbin seçer.’

Gerçek: Evleneceğiniz kişiyi hem kalbiniz hem de aklınız seçer.

Bazı insanlar, düşünme süreçlerinden çok hislerine güvenirler. Maalesef, evlenme kararını sadece hisler üzerine almanın akıllıca olduğuna dair bir bilimsel kanıt yoktur. Evleneceğiniz kişiyle ilgili kafanızın gerçek anlamda rahat olması; sadece bunun yapılacak doğru şey olduğunu hissetmenizden değil, buna ek olarak da mantıksal ve analitik bir düzeyde bunun doğru bir karar olduğunu bilmenizden geçer.

Mit: ‘Beraber yaşamak, evliliğe hazırlar ve mutlu bir evlilik yaşama ihtimalinizi artırır.’

Gerçek: Beraber yaşamak, birbirinizi daha iyi tanımamıza yardımcı olabilir ama evlilik denemesi işlevi görmez ya da mutlu bir evlilik ihtimalini artırmaz.

Evlilik ve beraber yaşamanın önemli ölçüde farklı olduğu sağlam kanıtlarla gösterilmiştir. Hatta, ilişkilerinde hep partneriyle beraber yaşayan kişilerin boşanma oranının partnerleriyle beraber yaşamayanlara göre daha fazla olduğu görülmüştür. Partnerleriyle beraber yaşayan kişilerin, uzun süreli bir evlilik için yeterli bağlılığa sahip olmadığı ortaya çıkmıştır. Genellikle kendilerine ya da partnerlerine güvenmezler ve evlilik konuşunda daha gelenek dışı davranmaya meyillidirler. Gelenek dışı tutumlar da daha fazla boşanma oranlarıyla ilişkilidir.

Mit: ‘Bir eş seçmek kolay olmalı.’

Gerçek: Bir eş seçmek kolay değildir. Bu karar, dikkatlice düşünülerek verilmelidir.

Evliliğin ve eş seçiminin şans işi olduğuna dair popüler bir inanç vardır. Eş seçiminin tesadüfi ya da kolay olduğu miti, kişiyi ilişkisindeki başarısızlıklarının ve ilişkiyi zenginleştirmek için yardım alma yükümlülüğünü almasını engeller. Uzmanlar artık bireyleri, evlenmek için zayıf sebeplere, evlenmemeleri gereken kişilere, ilişkiye zarar verebilecek evlilik mitlerine ve bağımlılık yaratan ilişkilerden kaçınmalarına karşı uyarmaktadır. Evlenmeden önce kişinin kendisine bazı soruları sorması gereklidir: “Birbirimizle ne kadar iyi iletişim kurabiliyoruz ve birbirimizi anlayabiliyoruz? Anlaşmazlıklarımızı nasıl ele alıyoruz? Birbirimizi ne kadar iyi tanıyoruz?” gibi.

Mit: ‘Evliliğe hazırlık kendiliğinden gerçekleşir.’

Gerçek: Evliliğe hazırlık öğrenilen bir şeydir ve güvenilir bilgilerle kişisel değerlendirmeye dayalı olmalıdır.

Çoğu insan, uygun eş seçiminin ve evliliğe hazırlığın doğuştan gelen bir şey olduğu ya da ailelerimiz ve yaşıtlarımızdan sihirli bir şekilde öğrendiğimiz mitine inanıyor. Maalesef, eş bulmada ve evliliğe hazırlanmada başkalarından öğrendiklerimiz genelde ya yanlış ya da sınırlı bilgiler oluyor. Bu konuda doğru bilgiye ulaşmanın ve gerekli becerileri edinmenin bir yolu, sosyal bilimler araştırmalarıdır. Bu araştırmaları ve bununla ilgili kitapları okuyup değerlendirme yapmanız sizin için faydalı olacaktır.

Mit: ‘Mutlu bir evliliği neyin yordadığıyla ilgili neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz. Bu yüzden şansımızı denemeliyiz.’

Gerçek: Daha mutlu bir evliliğe sahip olmanıza yardımcı olacak evlilik doyumu göstergeleri hakkında çok şey biliyoruz.

Şanslıyız ki bu mite inanan insanlar yanılıyor. Evlilikte mutluluğu yordayan evlilik öncesi faktörler hakkında öğreneceğimiz daha çok şey olsa da elimizde birçok bilgi de bulunmakta. Sosyal bilimlerle ilgili araştırmaları konu eden kitaplardan faydalanabilirsiniz.

Hazırlayan: Alara Su bilgez

Kaynak: Should We Stay Together? – Jeffry H. Larson, Ph.D.