Doğum öncesi dönem, bütün gebelik dönemini ve hatta gebe kalmadan hemen önceki süreçleri içermektedir. Literatürde, doğum sonrası depresyonun
olumsuz etkileri daha fazla vurgulanmış olsa da bugün biliyoruz ki doğum sonrası depresyonun kökleri, doğum öncesi dönemden gelmektedir. Peki doğum öncesi depresyon, gebelik döneminde anne adaylarımızın yakasına yapışırsa ne olur?
Araştırmalar gösteriyor ki, doğum öncesi depresyon, fetüsün aşırı aktivitesi ve büyüme gecikmeleri ile birlikte prematurite, düşük doğum ağırlığı,
düzensiz uyku ve yeni doğanda uyaranlara daha az yanıt verme ile ilişkili bulunmuştur (Field, 2011). Bunun yanı sıra, gebelik döneminde deneyimlenen
depresyon, bebeğimizi sadece anne karnında değil, bütün yaşamı boyunca etkilemeye devam etmektedir. Depresyondaki annelerin bebeklerinin zor mizaca
sahip oldukları; çocukluk ve ergenlik döneminde gelişimlerinde dikkat, duygusallık ve davranış sorunları yaşadığına dikkat çekilmiştir. Yetişkinlikte
dahi, kronik hastalıklara sahip olma nedenleri arasında, gebelik döneminde deneyimlenen depresyonun varlığına işaret edilmektedir.
Yukarıda bahsedilen olumsuz sonuçlar, anne adaylarında görülen depresyonun yanı sıra, eşlik eden anksiyete ve öfke ile stresli yaşam olayları ile
birlikte düşünülebilir. Bebeğimize olan bu olumsuz etkilerin, gebelik dönemi boyunca salgılanan hormonlar aracılığıyla olduğu ve bu noktada, düşük maternal
dopamin ve serotonin ile yüksek kortizol ve norepinefrin’in etkili olduğu düşünülmektedir.
Doğum öncesi depresyonun dünya üzerindeki yaygınlığı %6 ile %38 arasında değişmektedir. Son araştırmalar gösteriyor ki doğum öncesi depresyon,
doğum sonrası depresyondan daha sık görülmektedir. Bu oranların artışı, geçmiş depresyon öyküsü, eş eksikliği, evlilik problemleri, sosyal destek eksikliği, artan yasam stresi, planlanmamış gebelik, hamileliğe bağlılık, hamilelik ve bebek hakkındaki endişe ile beraber artış gösterme eğilimindedir.
Depresyonlu annelerin bebeklerinde görülen erken doğma ve daha düşük doğum ağırlığına sahip olma olasılıklarının yanı sıra, kendisine bakım veren
kişinin yüzüne/sesine daha az tepki gösterdikleri ve bunun daha az dikkat ve empati ile ilişkilendirildiği bilinmektedir. Bu bebeklerin annelerinin olası
durgun/üzgün yüz ifadelerine daha az olumsuz tepki verdikleri gözlemlenmiş ve annelerinde bu ifadeye alışkın oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Bu bebeklerin
daha az gülümseyen, daha az dokunan ve daha fazla endişe ve stres davranışları gösteren bebekler olduğu gözlemlenmiştir. Aynı zamanda, bu bebeklerin, 24 saat içerisinde daha fazla ağladıkları da araştırmalarca gösterilmiştir. Depresyondaki annelerin bebeklerinin, çocuk doktorlarına bildirdikleri en yaygın endişe kaynağının çocuklarının uyku problemleri olduğu bilinmektedir.
Sanılanın aksine, doğum öncesi depresyon sadece anne adaylarına has bir durum değildir. Tipik olarak kadınlarda, erkeklerden daha fazla görülse de baba
depresyonu, annenin gebelik dönemi duygu-durumunu önemli ölçüde etkilemekte ve çocuklarda birtakım davranışsal/duygusal ve psikiyatrik sorunlara sebep olabilmektedir.
Yukarıda da bahsedildiği üzere gebelik dönemi depresyonun etkileri oldukça kapsamlıdır. Gebelik döneminde gerçekleşen hormonal değişiklikler
sebebiyle gözlemlenen depresif ruh hali, çoğu zaman gebelik yan etkisi olarak düşünülebilir, fakat devam eden karamsar duygu durumu var ise bunu gebeliğin
olağan bir getirisi olarak düşünmek yerine, bu konuda uzman kişilerden yardım alınmalıdır. Çokça emek vererek, özene bezene geçirilen bu mucizevi dönemde
ruh sağlığının ne denli önemli olduğunu kavramak gerekmektedir. Özellikle bebeklerin annelerini duymaya, anlamaya, hissetmeye başladıkları 5 aydan
sonra, deneyimlenen bu olumsuz duygular, hem hormonlar aracılığı ile bebeğe ulaşmakta hem de annenin üzgün sesini duyan bebekler tarafından
işitilmektedir. Anne adayları bu dönemde yaşadıkları sorunlar konusunda kendilerini yalnız hissetmemeli ve etraflarından ve uzman kişilerden yardım
talebinde bulunmalıdırlar.
Uzm. Klinik Psikolog Ceren ENGİN ACARBULUT
KAYNAK: Field, T. (2011). Prenatal depression effects on early development: a review. Infant behavior and development, 34(1), 1-14.